2015 sanallaştırma teknolojilerinin bir ilgi alanı olmaktan çıkıp önde gelen veri merkezlerinin önemli bir parçası haline geldiği bir yıl oldu. Bu durum hiç şaşırtıcı değil. Aynı gidişat sanallaştırma teknolojilerinin merkezi işlemci kurulumlarının standart bir oluşum halini aldığı 1960’lı ve 70’li yıllarda da gözlemlenmişti. 1980’ler ve 90’larda orta seviye Unix ve tek satıcılı bilgi işlem ortamlarında da aynı durum söz konusuydu. Bu yüzden aynı şeyin sanallaştırmanın endüstri standardı, x86 tabanlı bilgi işlem ortamlarına kullanılmaya başlamasıyla yaşanacağı tahmin edilebilir.
Bu değişim sonucunda artık satıcıların kendi yazılımlarına müşteri aradığı ve teknolojileri nasıl herkes için kullanılabilir hale getireceklerini bulmaya çalıştıkları bir bilgi işlem ortamı yerine sanal bilgi işlem ortamlarında birlikte çalışabilirliğin, yönetilebilirliğin ve güvenliğin konuşulduğu bir devir başlamış oluyor.
Bu aynı zamanda endüstri içerisinde sadece sanallaştırma teknolojilerinin kullanılmaya başlandığının konuşulmasından ziyade bu teknolojilerin ticari kuruluşların yaptıklarını nasıl geliştirdiği veya optimize ettiğinin tartışılmaya başlayacağı anlamına da geliyor.
2016 yılı içerisinde ise şunları duymaya başlayacağız:
Erişim Sanallaştırması: Çok sayıda son kullanıcı erişim noktası cihazı üzerinde yapılmakta olan çalışmalar. Geçmişte esas son kullanıcı bilgi işlem cihazları ve erişim noktaları PC’ler ve dizüstü bilgisayarlardı. Artık akıllı telefonlarla, tabletlerle ve sayıları giderek artan diğer cihazlarla daha fazla iş yapılıyor.
Bu son kullanıcı platformlarının artık kurumsal bilgi işlem ortamlarında kullanılacağını tahmin etmek güç değil. Citrix, Microsoft, Red Hat ve VMware gibi şirketlerden yeni program ve ürün duyurularına hazır olun.
Uygulama Sanallaştırması: Microsoft Windows 10’dan ve Windows Server 2016’dan çok şey bekliyor. Şirketleri kendilerine ait uygulamalar veya tedarikçilerden uzun zaman önce satın alınmış ve artık kullanılmayan ya da başka şirketler tarafından ele geçirilmiş paket uygulamalar konusunda zor zamanlar bekliyor. Uygulama sanallaştırması buna bir çözüm olabilir ve AppZero veya Microsoft gibi şirketler bu alanda ilk olmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Sanal Makine: Endüstri nihayet “sanal makine (VM) yazılımı her derde devadır” söyleminden kurtulup birçok farklı sanallaştırma teknolojisi olduğu yönündeki daha dengeli fikre yöneliyor. VM teknolojisi çok önemli olmaya devam edecek olsa da, işletim sistemi sanallaştırması ve OSVP veya paralel işlem/cluster/grid-computing yazılımları bir kez daha ön plana çıkacak.
Böyle çileli bir geçiş döneminden daha önce de birçok kez geçmiş olan ticari kuruluşlar bütün bir sunucu veya istemci ortamı yerine tekil uygulamaları bir işletim sisteminden diğerine, veya bir işletim sistemi versiyonundan diğerine daha rahat geçebilecekleri şekilde kapsamanın daha iyi yollarını arıyor. OSVP’den 2016 yılı içerisinde bolca bahsedilmesi muhtemeldir. Microsoft, Oracle, VMware ve Linux’tan bu konuda birçok duyuru gelebilir.
Depolama Sanallaştırması: Kimi zaman yazılım tanımlı depolama (software-defined storage/SDS) olarak da adlandırılan depolama sanallaştırmasına yönelik ilgi bu yıl iyice artacak. Depolama giderek daha sanal bir hal alacağı için sistem konfigürasyonlarına geri dönecek. 2016 yılında “birleşik”, “hiperbirleşik”, hatta “ultra-hiperbirleşik” çözümlerden bahsedildiğini sık sık duyacağız. Bu hamleler büyük ihtimalle Cisco, Dell, VMware, Microsoft ve Nutanix’ten gelecek.
Citrix/Sanbolic ve DataCore gibi şirketlerin, farklı tipte depolama teknolojisi kullanmak isteyen ticari kuruluşların işlerini kolaylaştıracak ürünler çıkarmasına hazır olun. DataCore paralel I/O ile depolama performansının sınırlarını 2016 yılı içerisinde zorlayacak gibi görünüyor.
Ağ Sanallaştırması: Depolama sanallaştırmasında olduğu gibi, ağ sanallaştırmasının da ağ teknolojilerini sunuculara geri getirmeye başlayacağı öngörülüyor. Üretici firmalar yazılım tanımlı ağlar alanına daha fazla eğilecek.
Yazılım Tanımlı XYZ: Sanallaştırma teknolojisi daha çevik bilgi işlem ortamları yaratma çabalarını büyük ölçüde kolaylaştırdığı için, yazılım tanımlı veri merkezleri (storage-defined datacenter/SDDC) hakkında daha fazla duyuru görmeye hazır olun. Microsoft ve VMware gibi üreticiler bu işin başını çekmeyi ve bu alandaki standardı oluşturmayı umut ediyorlar. 2016 yılında kazananın kim olacağı merak konusu.