IHS Blog

Büyük Iskalayanlar

buyuk-iskalayanlar

Hepimiz hata yapabiliriz. Ancak hiçbirimiz efsane mertebesine erişecek bir müzik grubunu reddeden yönetici olmayı, bugünün teknolojisini yıllar önceden keşfedip onu çöpe atmayı, sadece bir araba karşılığında milyar dolarlık hissemizi satan bahtsız olmayı istemeyiz. İşte karşınızda tarihin en büyük ıskalama hikayeleri ve kahramanları.

Beatles’ı reddetmek!

13 Aralık 1961 günü İngiltere’nin ünlü plak şirketlerinden Decca Records’un yeni yetenekleri keşfetmekten sorumlu yöneticisi Mike Smith, umut vadeden yeni bir grubu dinlemek için Liverpool’a gider. Gördükleri ve duyduklarından çok etkilenen Smith, grubu Londra’ya, özel bir seçmeye davet eder. Beatles üyeleri Londra’ya gidip Decca Stüdyoları’nda iki saat boyunca 15 şarkı çalarlar. Ardından da evlerine dönüp yanıt beklemeye başlarlar. Nihayet haftalarca merakla bekledikleri yanıt gelir ama hiç de umdukları gibi değildir. Decca Records, Beatles’ı beğenmemiştir.

Grubu reddederken tam olarak şu kelimeleri kullanır plak şirketi: ‘Kusura bakmayın ancak müziğinizi beğenmedik. Artık dört kişilik gitar gruplarının modası geçti.’
Hikayenin geri kalanını anlatmaya gerek olduğunu sanmıyoruz. Yanılıyor muyuz?

Vosvos’a karşılık %50 Domino’s Hissesi


1961 yılında Tom ve James Monaghan kardeşler DomiNick’s adlı bir pizza restoranı satın alırlar. İki kardeşin ortaklıklarının üzerinden sekiz ay geçmişken James parlak bir fikirle çıkagelir. Şirket hisselerinin %50’si onundur ve satmak istiyordur, üstelik kullanılmış bir Volkswagen Beetle karşılığında. Evet bizim daha çok aşina olduğumuz ismiyle; Vosvos.

Şirketin tamamına sahip olduktan sonra Tom Monaghan pizzacısının ismini Domino’s olarak değiştirir ve tarihin en hızlı büyüyen franchise şirketlerinden birini yaratır. Kardeşiyle takastan 38 yıl sonra %93’lük hissesini bir milyar dolara satar.

James’e yeni bir VW Beetle hediye etmiş midir acaba?

Xerox ve Tarihin İlk Kişisel Bilgisayarı

Xerox Alto adını verdiği bilgisayarı, Macintosh ve Windows’dan neredeyse on yıl kadar önce üretir. Oldukça iyi bir model olan bu bilgisayarın pencereli grafik arabirimi, ethernet’i ve hatta mouse’u bile vardır. Ancak 1973 yılında kişisel bilgisayar pazarı henüz var olmadığından Xerox ürettiği bu bilgisayarla ne yapacağını bilemez. Birkaç bin adet üretip üniversitelere dağıtırlar.

Efsaneye göre 1979 yılında Steve Jobs Xerox’un araştırma merkezini ziyaret ederken Alto’yu inceler ve tüm önemli özelliklerini Apple’ın daha sonra üreteceği Lisa ve Mac modellerinde kullanır.

Xerox ise daha sonraları pazara girmeye çalışsa da artık çok geçtir.

Baba Sözü Dinleyip Facebook’tan Olmak!

Joe Green’le, Harvard’daki oda arkadaşı Mark Zuckerberg zamanının çok tutan sitelerinden ‘Hot-or-Not’a benzeyen, Facemash isimli bir site yaparlar. Hatta ikilinin bu sebeple okul yönetimiyle arası açılır. Sonraki aylarda Zuckerberg bu kez Facebook’u Green ile birlikte yapmak ister. Joe Green ise bu konuyu babasına sorma hatasında bulunur. Oğlunun, Zuckerberg ile daha önce yaptığı projenin okul yönetimiyle arasını açmasına canı sıkılmış olan baba, Green’i bu yeni projede yer almaması konusunda ikna eder. Sonrasında ise olaylar gelişir.

Eğer o gün Joe Green Facebook’a ortak olmuş olsaydı %5 gibi bir hisseye sahip olacağı varsayılmakta. Bunun da günümüzdeki değeri 7 milyar dolar!

Starbucks’ı Kurmak Ama İleriyi Görememek

30 Mart 1971 tarihinde San Francisco Üniversitesi’nden arkadaş olan Jerry Baldwin, Zev Siegl and Gordon Bowker daha önce çalıştıkları Peet’s Coffee adlı dükkandan ilham alarak Seattle’da Starbucks adında bir kahve dükkanı açarlar.

O zamana kadar sadece kahve alıp çıkılan dükkanlar vardır ve hepsi bunun üzerine yeni bir şey eklemek gerektiğini düşünürler. 1982 yılında Starbucks’a pazarlama direktörü olarak atanan Howard Schultz, o yıl Milano’ya yaptığı gezide insanların espresso bazlı kahvelere karşı ilgisinden, kahve dükkanlarının sosyalleşme alanlarına dönmüş olmasından çok etkilenerek ülkesine döner ve bu fikri uygulamaya koymak ister. Ancak patronlarını ikna edemez.

Fikrine çok inanan Schultz, 1985 yılında ‘Il Giorno’ adında, tam olarak kafasındakileri yansıtabildiği bir kahve dükkanı açar. Yeterli müşteriye ulaşıp, etrafına hatırı sayılır yatırımcılar da toplayınca ilk işi gidip Starbucks’ı satın almak olur. İbret olsun diye midir bilinmez ama markanın ismini korur. Hikaye aslında tam da burada başlar: Starbucks’ın günümüzde 64 ülkede toplam 21.500’den fazla mağazası olacaktır.

Kodak’ın Dijital Fotoğraf Makinesini Bulması ve İmhası

1976, Kodak’ın A.B.D’deki film, fotoğraf ürünleri ve servis konusunda pazarın %90’ına hakim olduğu yıldır. Marka o kadar ünlenir ki, özel ve hatırlanması gereken anlar ‘Kodak Anı’ olarak nitelendirilir.

1990’ların sonuna doğru, dijital fotoğraf piyasası hareketlenmeye başlayınca özellikle film ve fotoğraf ürünü konularında çok aktif olan Kodak’ın da popülaritesi düşmeye başlar. Firma zamana ayak uydurmakta zorlanır. Ancak garip olan şudur: 1975 yılında Kodak’ta çalışan bir mühendis markanın çatısı altında ilk dijital fotoğraf makinesini icat eder. İcadı ile gurur duymak üzereyken Kodak yöneticileri bunun iyi bir fikir olmadığı ve hiç ortaya çıkartılmaması gerektiği konusunda karara varırlar. Nitekim bu icat kendi hakim oldukları pazarı da tehdit edebilecek çaptadır.

Kodak hatasını anladığında atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiştir. Kodak dijital fotoğraf makinesini ancak 2005 yılında piyasaya sunar. Sonuç hüsrandır. 2013 yılında efsane, batmamak için 525 milyon dolar değerinde patent satar.

Cosby Show’a Irkçı ‘Hayır’

1984 yılında Bill Cosby kendi yarattığı ve başrolünü üstleneceği televizyon dizisini ilk olarak ABC TV’ye götürür. Kalabalık siyahi bir ailenin konu edildiği dizi için ABC yönetimi; ‘Seyircilerimiz siyahi bir ailenin son derece sağlıklı ve iyi eğitimli olarak yansıtıldığı bu gerçek dışı diziden hoşlanmazlar’ ifadesini kullanır ve diziyi yayınlamayı reddeder.
Bunun üzerine Cosby dizisini NBC’ye götürür ve takip eden dört yıl boyunca Cosby Show Amerika’nın bir numaralı televizyon programı seçilir. Yayında kaldığı sekiz yıl boyunca ise rating listelerinde hep üst sıralarda yer alır.
Cosby öncesi son sırada yer alan televizyon olan NBC ise on yıl boyunca zirveye yerleşir.

Netflix’i Kelepirken Elden Kaçırmak

2000 yılında film ve oyun kiralama pazarını domine eden Blockbuster’ın A.B.D. çapında 8.000 mağazası, 60.000 den fazla çalışanı vardır. Netflix ise bu göz kamaştırıcı tablonun tersine, o yıllarda ayakta kalmaya çalışan, az sayıdaki müşterisine posta yoluyla DVD satan bir şirkettir. İş modellerini değiştirmeye ve üyelerine internet üzerinden online film izletmeye karar verirler. Ancak bunun için bütçeleri yetersizdir.

2000 yılında Netflix CEO’su Reed Hastings, Blockbuster’ın Dallas’taki merkezine toplantıya gider. Blockbuster’ın tepesindeki isim olan John Antioco’ya şirketini 50 milyon dolar karşılığında satmayı teklif eder. Antioco ise adeta bir imparatorluğun başındadır ve teklifi son derece gülünç bulur. Hatta rivayete göre toplantıda bu teklife kahkahalarla güler.

2007 yılı gelip de Netflix büyük patlamasının ilk sinyallerini vermeye başladığında, Blockbuster duruma ayak uydurmaya çalışır. Ancak Netflix pazarı çoktan ele geçirmiştir ve artık Blockbuster için çok geçtir. 2010 yılında Blockbuster 1,1 milyar dolar değer kaybederek 24 milyon dolar’lık bir şirket haline gelir. Bu sırada Netflix’in değeri 13 milyar dolar’a dayanmıştır. 2013 yılında ise Blockbuster son mağazasını da kapatır.

Apple’la Sadece 11 Gün Ortaklık

Apple kurulduğunda Steve Jobs ve Steve Wozniak’ın yanında üçüncü bir ortak daha vardır; Ronald Wayne. Apple’ın ilk logosunu tasarlayan kişi olan 42 yaşındaki Wayne, 21 yaşındaki diğer iki ortağına göre çok da fazla risk alamayacak durumdadır. Nitekim Apple’ın kuruluşundan sadece 11 gün sonra nakde sıkışır ve sahip olduğu %10 hisseyi 800 dolar karşılığında satar. Bir yıl sonra, kuruluştaki haklarından vazgeçtiği için 1500 dolar daha alır.

Apple’ın Wayne’in ayrılışından sonraki gidişatını anlatmak son derece yersiz olsa da şirketin bugünkü değerinin 741 milyar dolar olduğunu belirtelim.

Büyük Iskalayanlar IHS Telekom Spam Dergi Q1 2016 Sayısında yayınlanmıştır. Spam Dergiyi dilerseniz online okuyabilirsiniz.

Exit mobile version