IHS Blog

Erişilebilirlik Testi Nedir? Ne İşe Yarar?

erisilebilirlik-testi-nedir-ne-ise-yarar

Günümüzde milyarlarca insanın web’e erişim imkânı var. Eğer herhangi bir anormallik yoksa web’de gezinmek oldukça basit bir meseledir. Fakat her ne kadar basit de olsa web üzerinde herkesin deneyimleri aynı şekilde gelişmiyor. Bunun da sebebi bazı sorunların, gezinme işlemini düşündüğünüzden daha karmaşık hale getiriyor olması.

Web sitenizde gezinen insanların deneyimlerini sorunsuzca tamamlamalarını ve web sitenizi sık sık ziyaret etmelerini istiyorsanız erişilebilirlik testlerini kullanmanız bir zorunluluktur. Bu haberimizde erişilebilirlik testinin tam olarak ne olduğuna değineceğiz ve web sitenizi 4 adımda nasıl test edebileceğinizi anlatacağız. Haydi başlayalım!

Erişilebilirlik Testinin Önemi Nedir?

Erişilebilirlik testi, web sitenizin engelli kişiler tarafından ne kadar kolay kullanıldığını ölçümleyen bir testtir. Örneğin; renk körlüğü olan bir kişinin web sitenizde rahatça gezinmesini engelleyen bir renk paleti kullandığınızı varsayalım, doğru bir erişilebilirlik testi bu sorunu tespit edecektir.

Erişilebilirlik testinin ilk amacı, mümkün olduğunca daha fazla kişinin web sitenizin keyfini çıkarmasını sağlamaktır. Bu durumun web site sahipleri için de kazançlı olacağını kabul edersek 2 taraf için de kazanç söz konusu.

Erişilebilirlik testinin sizin için kazançları şöyledir:

Birçok durum için herkes için erişilebilir bir web sitesi oluşturmak ve herkesi memnun etmek neredeyse imkansızdır. Fakat web sitenizin tasarımında yapabileceğiniz birkaç basit değişiklik ile birçok insanın deneyimini iyileştirebilirsiniz.

Erişilebilirlik Testleri ile 4 Adımda Web Sitenizi Değerlendirin ve Geliştirin

  1. Renk Körlüğü Olan Kullanıcılar İçin Web Sitenizi Test Edin

Bu hastalığa sahip olan kişiler renkler arasındaki farkları algılamakta zorluk çekiyorlar ve dünya nüfusunun önemli bir kısmı bu dertten şikayetçi. Buzzfeed’in araştırmasına göre dünya nüfusunun %4,5’i renk körlüğü yaşıyor ve bu kişilerin çok büyük bir kısmı erkek.

Tahmin edileceği üzere renk körlüğü yaşayan insanların bazı durumlarda web sitenizde gezinmesi zorlaşabilir. Örneğin tasarımcılar genellikle bir web site ögesini vurgulamak istedikleri zaman kontrastı kullanırlar. Renk körlüğüne sahip bir kişi kullandığınız renklere bağlı olarak vurgulanmak istenen yeri göremeyebilir. Hatta daha ileri düzeyde renk körlüğüne sahip kişiler bazı durumlarda farklı farklı şeyleri sadece gri tonlarına sahip şeyler olarak görebilirler. (Bu durumun adı da “monokromatizm”.)

Doğal olarak monokromatizm için yapabileceğiniz pek bir şey yok. Fakat renk körleri için web sitenizi optimize ederek bu sorunların önüne geçebilirsiniz. Renk körlüğünün en çok kendini hissettirdiği renkler kırmızı-yeşil ve sarı-mavi renkleridir. Bu konuda yapabileceğiniz ilk şey Toptal Renk Körlüğü Filtresi gibi bir aracı kullanmak olabilir:

Aracı kullanmak için test etmek istediğiniz web sitesinin bir URL’sini “Type a URL” kutusuna yapıştırın ve ardından sağdaki menüden ilgili filtreyi seçin. Sağdaki menüde 3 farklı renk körlüğü türü için de ayrı ayrı seçenekler var. Ayrıca bu 3 türü aynı anda kontrol etmek için de bir seçenek bulunuyor.

En iyi sonuçları almak için her bir türü tek tek kontrol etmenizi tavsiye ediyoruz. Daha sonra eğer mümkünse renk körlüğüne sahip bir kişi ile web sitenizin sayfalarını test etmenizde fayda var.

Genellikle web üzerinde renk körlüğünün önüne geçmek için yapabileceğiniz 2 şey vardır: Doğru renkleri seçmek ve kontrastı doğru oranda artırmak.

  1. Görme Bozukluğu Olan Kullanıcılar İçin Web Sitenizi Test Edin

Renklerle ilgisiz olan birçok görme rahatsızlığı da var. Bu rahatsızlıklardan biri örneğin; miyopluk. Miyopluk, uzaktaki nesneleri iyi görememek ve bulanık görmek gibi sonuçlar doğurur. Ya da bir diğer örnek olarak; katarakt. Katarakt, görme yeteneğinizi biraz sisli bir hale getirebilir ve sanki buzlu bir pencereden bakıyormuşsunuz gibi bir his verir.

Mesafelerden dolayı ögelere odaklanma sorunu yaşayan kişileri düşünerek web sitenizin tasarımını tekrar elden geçirmelisiniz. Fakat görme bozukluğuna sahip bir kişinin web sitenizi nasıl görebildiğini deneyimlemek için kullanabileceğiniz pek fazla araç yok. Ama tabi ki önerebileceğimiz bir seçenek var: NoCoffee. NoCoffee bir Chrome uzantısıdır ve her sayfa için dilediğiniz kadar filtre kullanmanıza izin verir.

NoCoffee’nin varlığı bizi biraz rahatlatıyor fakat ne yazık ki diğer tarayıcılar için kullanılabilecek benzer bir araç yok.

Uzantıyı kurup etkinleştirdikten sonra menüdeki seçeneklerden Blur filtresini etkinleştirin. Bu şekilde görme bozukluğu yaşayan kişilerin web sitenizi nasıl görebileceklerini deneyimleyebilirsiniz. Böyle bir durum karşısında yapabileceğiniz 2 farklı şey var:

Yazı boyutlarını artırmak kulağa mantıklı bir hamle gibi gelse de olumsuz sonuçları olabilir. Ayrıca yazı boyutlarını ne kadar artırırsanız artırın görüntüler yine bu rahatsızlığa sahip kişiler tarafından görünmeyecektir. Bu da bizi bir sonraki adımımıza götürüyor:

  1. Görme Engelliler İçin Görüntülerinizi Açıklayan “Alt” Öznitelikler Ekleyin

Alt öznitelikler, bir görüntünün tam olarak neyi anlattığını açıklayan öğelerdir. Arama motorları bu görüntülerin ne hakkında olduğunu anlamak için bu bilgileri kullanabilir.

Alt metinler hakkında en önemlisi ise görme engelli kullanıcıların ilgili görüntünün ne hakkında olduğunu anlamalarını sağlar. Bu tür kullanıcılar için özel olarak tasarlanmış tarayıcılar vardır ve bu tarayıcılar ilgili görüntülerin alt textlerini yüksek sesle okurlar. Ayrıca alt textleri ne kadar uzun ve açıklayıcı tutarsanız, görme engelli kullanıcılar o kadar iyi web site deneyim yaşar.

Bildiğiniz gibi WordPress alt textleri kolaylıkla değiştirmenize olanak tanıyor. Ortam kütüphanenizden ya da bir yayınınızın içeriğinden bir görüntüyü seçtikten sonra ekranın sağ tarafından Alternatif Metin kısmına gelin ve açıklamanızı yazın.

Ardından tek yapmanız gereken kaydetmek. Ve unutmayın; bu işlemi tüm görüntüleriniz için yapmalısınız! Alt texlerin tam olarak ne oldukları, ne işe yaradıkları ve nasıl kullanılmaları gerektiği hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için ilgili haberimizi inceleyiniz.

  1. Videolarınıza Altyazı Ekleyin

Şu ana kadar hep görme engelleri üzerine odaklandık, çünkü çoğu web sitesi bu konuda yeteriz kalıyor. Fakat bunun yanında farklı engeller de var. Örneğin; işitme engeli. Günümüzde artık yayınlarda videoların kullanılması oldukça popüler bir durum. Videoların popülerleşmesi de işitme engellilerine yardımcı olmak adına yeni sorumluluklar doğuruyor.

Videoları kullanırken görme engelliler için optimizasyon yapmak neredeyse imkansızdır. Ama yine de sesinizi anlaşılabilir bir şekilde kullanarak onlara yardımcı olabilirsiniz. Fakat bazı durumlarda da sesinizi duymakta zorluk çeken ziyaretçileriniz olacaktır, bu durumda da altyazı kullanmanız olumlu sonuçlar doğurur.

Videolarda altyazı kullanmanız, işitme engelli ziyaretçilerinizin içeriklerinizden en iyi şekilde faydalanmalarını sağlamak için kullanabileceğiniz en iyi yoldur. Fakat altyazı yazmak ve eklemek o kadar da kolay bir iş değildir. Şansınıza bunun için YouTube’u kullanabilirsiniz. Elbette YouTube’un altyazı teknolojisi diğer seçenekler kadar üst düzey değil fakat elinizde aktif olarak kullanabileceğiniz başka bir seçeneğiniz yoksa YouTube işinizi görecektir. Üstelik YouTube’a yüklediğiniz videoları WordPress web sitelerinizin hemen hemen her yerinde kolaylıkla yayınlayabilirsiniz.

YouTube aracılığı ile altyazı yüklediğiniz zaman ziyaretçileriniz altyazıyı açma/kapatma opsiyonuna da sahip olacaktır. Bu sayede standart kullanıcı deneyimi hiç etkilenmeden işitme engelli kullanıcılarınız da videolarınızın tadını çıkaracaktır.

Sonuç

Web site tasarımı yaparken birçok kişi erişilebilirlik üzerine düşünmez bile. Fakat kullanıcılarınız için en uygun deneyimi sunmak istiyorsanız kesinlikle dikkate alınması gereken bir faktördür. Ayrıca bu durum sadece engelli kullanıcılarınız açısından değil tüm kitleniz tarafından takdir toplayacaktır.

Erişilebilirlik sorunları ile baş edebilmek için şu 4 temel adımı izleyin:

Exit mobile version