IHS Blog

Girişirken Yumruk Yemeyin

turkiyede-girisimcilik-durumu

Girişimcilik kolay değil. Ancak zaten zor olan birçok şey gibi bu da ülkemize has engellerle daha da karmaşıklaşıyor, zorlaşıyor. Emre Sayın Spam için bu yolda karşılaşılan sıkıntıları ve çözümleri için fikirlerini anlattı.

Türkiye’de girişimciler için yeterli destek ve altyapı var mı? Altyapı denince akla ilk olarak  elektrik, fiber ve yüksek internet penetrasyonu için gerekli teknolojik altyapı geliyor Türkiye’de. Oysa  idari ve hukuki düzenlemelerin  tümünü  altyapı olarak değerlendirmek gerekir. Eğer bir ülkenin esnek bir idari altyapısı yoksa o ülkede bir yatırım yapmak ve sürdürebilmek kolay değildir.

Türkiye, Dünya Bankası’nın 2015 yılı İş Yapabilme Kolaylığı İndeksinde (Ease of doing Bussiness) 55. Sırada. 2014 yılında ise 61. sıradaydı. 2012 de yürürlüğe giren Yeni TTK ile birlikte altyapı anlamında olumlu adımlar atılmakla beraber sadece altı sıra üste çıktık. Artık tek başımıza bir Anonim Şirket kurabiliyoruz çok şükür ancak bunun dışında yerinden oynatılması gereken birçok ağır taş var.

İşletmelerin sürdürülebilirlik istatistikleri de çok güçlü değil. Türkiye’de girişimlerin %51’nin ömrü en çok dört yıl sürüyor.

Girişimciliğin desteklenmesi adına başta KOSGEB ve TÜBİTAK olmak üzere bir çok eğitim ve teşvik sağlanıyor. Ancak girişimciliğin desteklenmesi için yapılandırılmış bu kurumlar bürokrasi sebebiyle hantal kalıyor. Bu yüzden girişimciler ihtiyaç duydukları fonlara hızlı erişemiyorlar.

Birçok teşvik paketindeki sorun, desteğin doğrudan girişimciye değil, girişimcinin istihdam ettiği personel için veriliyor olması. Oysa girişimcinin ihtiyacı işini ayağa kaldırana kadar geçinebileceği bir gelir ve üç yıl kadar bir zaman.

Fon arayışındaki girişimcilere, yatırımcı muamelesi yapmak hiç doğru değil. Bu kavramların birbirinden ayrılması gerekiyor. Girişimcinin hedefi başarmak, yatırımcının ki ise kar etmektir.

Girişimcilik Türkiye açısından neden çok önemli? Türkiye sürekli olarak nüfusu artan bir ülke ve istihdam problemi her geçen gün büyüyor. Ülkemizde, önümüzdeki 40 yıl içinde işsizliğin %0 oranına çekilebilmesi için her yıl 500.000 yeni iş yaratılması gerekiyor. Türkiye özelleştirme politikalarını benimsemiş, özel sektörü güçlendirmeye çalışan bir ülke. Yani kamuda yaratılan istihdam azalıyor ve azalmaya devam edecek. Öte yandan büyümesi durmuş yaşlı/ köklü şirketlerin yarattıkları yeni bir istihdam yok.

Yeni  istihdam alanları açılabilmesi için girişimciliğin desteklenmesi, yani yeni şirketlerin kurulması ve büyütülmesi ekonomimiz açısından kritik bir önem arzediyor.

Bir toplumda işsizlik ve suç oranı her zaman paralellik gösterir. Kısa süre içerisinde önlemler alınarak gerekli istihdam yaratılmaz ise artan işsizlik ve yoksullukla beraber sosyolojik dinamiklerimiz olumsuz yönde değişiklik gösterebilir.

Türkiye’de girişimcilik ne seviyede? Türkiye’de girişimcilik katsayısı, artan nüfusumuza oranla düşük kalıyor. Bu istatistiğin arkasında bir çok etmen var. Örneğin sosyokültürel olarak iş yapma kültürümüz, kaderci ve gelenekçi. Yani toplumsal değer yargıları açısından girişimciliğe yatkın değiliz.

Peşi sıra birbirini takip eden üniversite, askerlik, iş ve evlilik stresi altında ezilen gençlerimizin birçoğu, hiç riske girmeden iyi maaşlı bir işe başlayarak hayata atılmayı tercih ediyor.

Yıllarca enflasyon altında ezilmiş ailelerin çocukları olarak, bize gayrimenkul dışında güvenebileceğimiz bir yatırım aracı öğretilmedi. Annnelerimiz babalarımız hep bir ev alabilmek için didinip durmadı mı?

Girişimcilik katsayısı yüksek ve başarılı olan ülkelerde üniversiteler bu konuda büyük roller üstleniyorlar. Türkiye’de de birçok üniversite bu konuda çalışmalar yapıyor. Ancak endüstri-üniversite işbirliği henüz yeterince gelişmiş değil. Stanford Üniversitesi’ne bakarsak içlerinde Google, VmWare, Netflix gibi şirketlerin de bulunduğu binlerce girişimin burdan çıktığını görüyoruz.

Türkiye’de şu an benzer şekilde çalışan üniversitelerin başında İTÜ geliyor. Burada bir çok genç daha okulunu bitirmeden girişimciliğe soyunuyor. Deneyimli profesyonellerden danışmanlık alarak ürünlerini geliştiriyor ve pazara hazırlıyor.

Girişimler hayata geçtikten sonra yaşanan zorluklar nelerdir? Genel olarak her 100 girişimden genelde 8-10 tanesi ayakta kalıp yola devam edebiliyor. Bu Türkiye şartlarından bağımsız bir istatistik. Bir girişim yerel pazarda yeterli desteği kazanıp ayakta kalmayı başardıktan sonra sürdürülebilirlik ile ilgili problemlerle ile karşılaşıyor.

2015 Küresel Rekabet Endeksi Raporu’na göre Türk İş Dünyası’nın önündeki en önemli problemlerden biri vergi mevzuatı. Vergi mevzuatımız karışık, oranlarımız yüksek. Özellikle teknoloji alanında birbiri ile çelişen muktezalar barındıran bir vergi uygulama külliyatımız var.
Mevcut vergi mevzuatımız ve iş kanunumuz biraz eski ve  girişimlerin sürdürülebilirliği açısından iki önemli direnç noktası. Direncin azaltılması şirketlerin daha hızlı ve kolay büyümesine yardım edecektir.

Bir diğer önemli konu ise rekabet gücü. Örneğin Türkiye’de son üç yılda AppStore, AppleTV gibi benzer kaynaklardan 600M dolarlık yazılım/ürün indirilmiş. Benzer bir çok yabancı şirket, vergi ödemeden Türkiye pazarından pay alabiliyor. Yerli ve yabancı şirketler arasında adil bir rekabet ortamı sağlanamazsa birçok şirketimiz kapanabilir veya hayatta kalmak için yurt dışına çıkabilir. Müstakbel mali, idari ve hukuki mevzuatların daha kavramsal, sade ve evrensel bir şekilde düzenlenmesi Türk girişimcilerinin Türkiye ve dünya pazarındaki rekabet gücünü artıracaktır.

Girişimcilere tavsiyeleriniz nelerdir? Projelerini/ ürünlerini bir yandan maaşlı çalışarak, eğer öğrenciler ise okul sonrası gerekirse sabahlara kadar çalışarak geliştirmeye çabalasınlar. Ortaya ciddi bir ürün çıkmadan bir şirket kurmasınlar. Şirketi ne kadar acele kurarsanız o kadar erken mali külfetlere girersiniz.

KOSGEB veya TÜBİTAK tarafından girişimcilere verilen hibe ve teşviklere mutlaka başvurup, istifade etsinler. Başvurmaktan yılmasınlar. Ürün yeterli bir olgunluğa erişince, yerli veya yabancı melek yatırım ağları ile temasa geçebilirler. Kendilerine bir takım vaatler karşılığında ön sözleşmeler imzalatan, bu şekilde  hisselerine ambargo koymaya çalışan yatırım ağlarına itibar etmesinler.

Emre Sayın
LinkedIn: tr.linkedin.com/in/emresayin/tr

Bu Röportaj IHS Telekom Spam Dergi Q1 2016 Sayısında yayınlanmıştır. Spam Dergiyi dilerseniz online okuyabilirsiniz.

Exit mobile version